Hayatın içinde hayatla varolabilmenin dayanılmaz hafifliği

Herşeye yeniden başlıyorum sanırım...........

27 Haziran 2010

Olmadı

              Selam dostlar son yazımda huzurdan bahsetmiş ve artık ölme vaktim geldi demiştim .Aslında birkaçgün önceye kadar aklım hep ölmekteydi artık dünyadan sıkılmış bir haldeydim.Artık dünyadan insanlardan tad alamaz olmuştum.Hatta bir defa denedim ama olmadı.Sonunda ilk patlak salı günü yaşandı sonu hastane ve psikologla biten bir yaşama tutunuş öyküsü gibi nihayetlendi.Eskilerin tabiri ile koca kurt kefeni yırttı.Yani ben bu defa yırttım.


              Şimdi daha iyiyim .Ha bu arada o kötü anlarımda yanımda olan sevgili dostum davut abim,beni sürekli arayarak durumumu soran hatta cumartesi günü kötü bir sabahtan beni kurtaran sevgili kardeşim dursun abi,kötü olan durumumu anlayan fakat beni çok sevdiğini bildiğim gözyaşını saklayan sevgili kardeşim şişko ve diğer dostum sevgili aydın abim hem oyun arkadaşım hem ahbabım hek akıl hocam...ve ayrıca bana evini açan uykusunu bırakıp benimle ilgilenen hergün beni arayan psikologum nevzat hocam,ayrıca az önce beni arayıp bana kızan sevgili dostum gül....Saolun varolun .....

              Sizlerin sevgisi dostluğu sıcaklığı benim için önemli dostum diyebileceğim az insanlardansınız destek oldunuz dostluğunuzu saklamadınız esirgemediniz.Sizleri seviyorum dostlarım ......

22 Haziran 2010

Artık Huzur İstiyorum

          Selam dostlar ...bugünkü hikaye acıklı sanırım ..konusu ölüm vakti


       Yıllardır arkadaşlarım dostlarım çevrem tarafından tacize uğradım...Nasılmı kimim varsa bu dünyada tanıdık eş dost hepsi bana gelir dertlerini anlatır bende dinlerim...önceleri dinlediğim gibi onlara suflörlük yapar yorum yapar yönlendirme yapardım.fakat birgün dostlarımın anlattıklarına suflörlük yapmanın doğru olmadığını öğrendim ve onları sadece dinledim.gördümkü aslında onlar benden fikir istemiyorlardı sadece DİNLENMEK istiyorlardı.


         Arada bende niyetleniyorum bende dertleşeyim anlatayım diyorum ama....annemin sözü aklıma geliyor insanlar dünyaya yalnız gelir yanlız yaşar ve yalnız ölür ..bu söz bende çok etki yapmış anlaşılan doğduğumdan beri kimseye birşey anlatmamıştım ...Annem hep derdi sen garip bir çocuktun meme emmezdin çok az emdin sonrasında yiyeceklere başladın ...emeklemedin direk kalktın ...balık yemedin et yemedin tavuk yemedin sadece ot bakliyatla büyümüşüm :-)

          Devamında hızlı geçen bir çocukluk bir okadar hızlı gençlik ve ardından efsanelerle dolu üniversite ..başarılar başarılar .....ardından bol ödüllü askerlik ....hayatıma bakıyorum hep başarılı olmuşum ..Üstelik ardımda başarılı kadın olmadan ...hayatımda başaramadığım tekşey içimdeki sıkıntıları dertleri dostum dediğim çok sevdiğim insanlara anlatmamak veya anlatamamak ...başarılarımıda hüzünlerimide hep içimde saklamışım....Bugün dönüp arkama baktığımda birçok yol katetmiş asla yorulmamış bir hayata sahipken biran hayattan soğumak ve ardından nihayi sonu yaşamak arzusuyla yanar olmuşum....

          Kısacası artık hayatta zevk aldığım birşey kalmamış bunuda bugün anladım çok sevdiğim bir insanla yemek yerken.Sanırım artık ölmek zamanı dostlar...Bukadar başarıdan sonra banada yakışan basit bir ölüm olmamalı diye düşünüyorum.sanırım oda çok güzel olacak......


        Olurda ölmezsem birkaç güne yine yazarım....ama bu akşam huzuru arayacağım.Sevgim saygımla

11 Haziran 2010

BUMUDUR...?

       Moğolistanda bir erkeğe tam 6 kadın düşüyormuş.Brezilyada 4,23 kadın düşüyormuş, veya Almanyada 3 kadın düşüyormuş bir erkeğe .....Ülkemize baktığımızda bir erkeğe 3,48 İstanbulda ise tamıtamına 4 kadın düşüyormuş...Yani bir erkek olarak 4 kısmetim var ve seçici benim ....:-)

Oysa günümüzde gelinen durumda kadın cinsiyeti seçici rolünü kendisinde olduğunu zannedip kendince seçimler yapmakta daha çok paralı tiplerle birlikte olmaya çalışmakta bir şekilde kendisini çok amiyane olacak ama sırf menfaatkar durumlar yüzünden kullandırtmakta ve erkek sıkıldığında erkek tarafından ŞUTİNGEN (türkçe meali:kıçına tekmeyi yemek)yapılmakta .....Sonrası daha iğrenç nedenmi aynı döngü devam etmekte kadınımız bu sefer başkasına aynısını yapmakta .Aynı tavırı görmekte bu döngü devam etmekte ...


Köroğlu Benden selam söyleyin Bolu beyine mısralarını söylerken veya devamında tüfek icat oldu derken zamanının gerçeğini söylemiş mertlik parayla bozulmuş onun zamanında..Şimdilerde ise mertlik APTAL KADINLAR tarafından maalesef bozulmakta.....

sözlerim tüm kadın camiasına yönelik değil tabiki lütfen üzerinize alınmayın...Fekat zamanımız maalesef böyle...Ondan sonrada anlaşamayan çiftler Aldatan çiftler aile mahkemeleri jigolo gibi vaka olay ve tipler girdi hayatımıza..oysa birkaç yıl öncesinde bu yoktu....Nedeğişti...değişen sadece kendini akıllı zanneden ama aslında olağanüstü derecede APTAL olan kadınlar.....Bumudur...el cevap BUDUR.....


Sevgim ve saygımla

10 Haziran 2010

Mustafa Sinan MEHİR

Aziz dostum M.S.M bizim aramızda emsiem veya yeri göğü yakan adam veya veya şınav manyağı ..benim canım arkadaşım beni tekrar blog yazmaya yönelten ..bloglarını okuduğumda en sıkıntılı anımda bile yazılarına güldüğüm çok fazla birlikte vakit geçiremesek bile beni iyi çözümleyebilen nadir arkadaşlarımdan birisi....Yazılarında olağanüstü derecede entellektüalizm ince bir ironi ile karışık ciddiyet bir okadar erotizm karışık komedi :-)

Bence blog yazmak isteyen veya can sıkıntısından bunalan her insan mutlaka mustafanın bloguna uğramalı okadar değişikki yazıları her yönden bir cevap her konuya bir açıklama var ...bazen yazabilmek için onun sayfasında bende uğrarım tıpkı bu yazıyı yazmadan önce uğradığım gibi ....

Sevgili Mustafa iyiki hayatımda varsın seni seviyorum kardeşim ...sevgim saygımla

9 Haziran 2010

Nereye kadar

Bir zamanlar İbrahim sadrinin bir şiiri vardı veya başkasının şiirini o okurdu ''Ben sevdimmi adam gibi severim''

ben bu şiirin etkisinde mi kaldım nedir adam gibi sever olmaya çalıştım veya sevdim veya bilmiyorum...bildiğim birşey var ben sevgiyi biraz abarttım sanırım..sevdiklerimi çok sevdim sevmediklerimide sevmeye çalıştım ve sevdim ne olduysa benim sevdiklerim birzaman sonra beni sevmediler.Bugün bir tartışmada karşımdaki keşke beni okadar sevmeseydin gibi salak bir cümle kurdu.NEDEN ben sadece seni sevdim.seni aldatmadım dostluğuna arkadaşlığına zarar vermedim.sen hatalıyken ben alttan aldım ben hatalıykende ben alttan aldım.Aradan yıllar geçti...yaş 35 yolun yarısı olgunlaşmaya başlama yaşı ama benim olgunlaşmaya başlamam yolun yarısından 5 sene sonra başladı.Yani anlayacağınız sevgimde abarttığım gibi olgunlaşma yaşımdada abarttım.


Şimdi düşünüyorumda neden ..Ulan üniversitede 4 sene yükseklisans 2 sene toplam 6 sene boyunca bölümüm olan işletmeden çok psikoloji okudum eğitimini aldım hatta son senemde hocamın hastalarına birlikte girerdik.Hocam bana sen oldun keşke psikoloji okusan diye başımın etini yerken ben işletme mezunu kişi olarak hayata atıldım.

İlk işimde başarı :Sebebi insan ilişkileri konusunda uzmanlık sonrasında otomotive girdim yıllardır buradayım daha showroomdan içeri girenin alıcımı bakıcımı olduğunu girerken anlarım arkadaşlarım dertleri olduğunda direk beni ararlar hatta benden yaşça çok büyük görmüş geçirmiş arkadaşlarım bile beni ararlar.Benim yanımda olan herkes benden huzur aldığını söyler.dinlerim anlatırım konuşurum anlarım.Ulan kendi kendime söz geçiremem .....


Ve bugüne geldiğimde arkama baktımda ilk defa ...hayatta ilk defa kendimi sorgulamaktayım ben nerede yanlış yaptım...Kimseye zararım olmadı çevreme elimden geldiğince yardım ettim.Beni tanıyan herkes bunu bilir ..Kendi rakibinden korkmayacak kadar yürekli ve rahatımdır...ama iş sevmeye geldiğinde dünyanın en zayıf adamıyım......


sevgim saygımla

Bölüm 2 ve Bitiş

Selam dostlar ne kadar arkadaş kalınabilir yazıma gelen tepkiler çok güzeldi beni arayan fikir veren dostlarım mail yoluyla fikirlerini koyan dostlarım arkadaşlarım hatta tanımadıklarım sorular sorarak konuyu iyice irdeleyip fikir yürüten kardeşlerim hepinize sonsuz teşekkürler.

Bölüm 2'de bütün bunları benimle paylaşan arkadaşımla dün akşam tuzla sahilinde benimde çok sevdiğim aslında görseniz sizinde çok seveceğiniz tahsin abimin çay bahçesinde oturduk bende sizlerden aldıklarımı aktardım....

işte sizlerden gelen birkaç açıklama:

1-) Bunu zaman gösterecektir. Özellikle erkek en az hasarla duygusal ve maddi boyutta durumu biraz uzaktan izlemeli. Kadın milletine çok da güven olmuyor. Kestirip atmadan önce olup olmayacağından emin olmalı. İlerde keşke demek de var. Fakat söylediğim gibi burada erkek biraz daha risk altında.

2-)Bence ruhsal olarak uzakta olmalı, aramalı sormalı ki kızın ne yapmak istediği ortaya çıkmalı, seviyorsa sonuna kadar sevmiyorsa zaten ilgiden sıkılacaktır. Erkek ruhsal ve duygusal olarak uzak durmalı hasar almamak için.

bütün bunları ve kendi fikirlerimide paylaştıktan sonra arkadaşıma şunu tavsiye ettim...Ne olursan ol dik dur mağrur ol güçlü ol sevdiysende sende kalsın sadece bak keyfine zamana bırak herşeyi .....


sevgim ve saygımla 

7 Haziran 2010

Ne kadar arkadaş kalınabilir

sevgili Şınav manyağı arkadaşım ve kardeşim yorumunda biraz haklısın bu aralar yazamadım ..Duygusal yoğunluklar gel-gitler insan hayatında herzaman var ve bu insana bazen zarar bazende kar verir.Bana nedense ne verdiği belli olmaz ben anlamam hiçbirzaman.Şimdi sorum hem sana hem okuyan arkadaşlara misafirlere..şimdiden cevabını cevaplarınızı bekliyorum...sevgim saygımla

Soru Şu:Ne kadar arkadaş kalınabilir???

Bir arkadaş var erkek birde karşısında bayan erkek mutsuz bir evliliği noktalamak için gün saymakta kadın ise bir defa evlenmiş ayrılmış sonrasında kendisini toparlamakla geçmiş hayatı (6 sene kadarmış).Erkek kızla ilk karşılaştığında kız enkaz halinde elinden tutacak birini arar dostları sırt çevirmiş veya yardım etmiyor.Erkek ise dediğim gibi boşanmanın arefesinde sadece çocuklar büyüsün öyle ayrılacak.Erkek ne kadar mağrur ve dik duruyorsa kız tam tersinde .....


Erkek kızın elinden tutuyor yardım ediyor her türlü desteği elinden geldiğince veriyor ve her zaman açık davranıyor ..yani en başta evli olduğunu anlatıyor sonrasında boşanmanın arefesinde olduğunu birkaç yıl sonrasında çocuklarının psikolojisini çok fazla sarsmayacak yaşa geldiklerinde boşanacaklarını söylüyor.Hoş anlatılana göre erkekte kızda ilk başlarda zaten sadece geyiğine takılıyorlar oyüzden rahatlar ...sonrasında erkek kıza birşeyler hissettiğini anlıyor ve anlatıyor.Kız o aralar bir başka erkekle beraber ama memnun değil bir sürü ıvır zıvır .....kız hayır demiyor ama kesinlikle evette demiyor....İletişim sekteye uğruyor erkek kızı pekte sıkmamak adına rahat bırakıyor o ararsa cevap veriyor sıkmıyor....ulan uzun uzun anlattım hikaye beni çok çekti artık sabırla okuyanlara ekstra bonus vereceğim ona göre...

Aradan aylar geçiyor kız var olan erkek arkadaşından ayrılmış işleri biraz bozuk esas oğlana ihtiyacı var arıyor...esas oğlan kızı çok sevdiğinden gidiyor yardıma tekrar görüşmeye başlıyorlar fakat bu defa erkek temkinli birazda kırgın o yüzden ağırdan alıyor sabır gösteriyor kızı incitmek istemiyor yardım ediyor.Bu defa herşey farklı çünkü arada yaşanan özel.....

Hikayenin son bölümünde kız birgün birliktelerken erkeğe birçok kereler konuşma esnasında Aşkım diye hitap etmek hatta bir sahnede erkeğin elinden tutuyor şaırıyor erkekte kızda ama bırakmıyor erkeğin elini ....sonraki günde telefonla konuşurlarken kız erkeğe sen hep böyle kal hep hayatımda ol ...diyor......Hikaye burada bitiyor şimdilik...

Dostlarım yazımı okuyanlar şimdi bana sorulanı bende size soruyorum sizce bu ikilinin arasındaki nedir nekadar arkadaşlar ne kadar sevgililer ve nekadar ne   ler ???  Olayın failleri farklı zamanlarda bana bunu sordular ben çıkamadım içinden bende sizlere soruyorum umarım cevaplarınızı bende esirgemezsiniz......sevgi ve saygımla